Gelin canlar bir olalım, Ehl-i Beyt efendilerimizin velayetine bağlı kalalım
Ehl-i Beyt imamları, peygamber efendimiz Hz. Muhammed’den (s.a.a.s) aktarmışlar, peygamber efendimiz de şanı yüce Allah’tan şöyle duydu:
“Ali bin Ebi Tâlib yarattıklarımın üzerine benim delilimdir. Ali, bütün evrenlerdeki nurumdur. Ali, bilgim üzerine güvendiğimdir. Ali’yi hakkıyla tanıyıp, bana karşı asi olanı cehenneme geçirmeyeceğim. Ali’yi inkâr edip, bana itaat edeni de cennete geçirmeyeceğim.”
İmam-ı Ali efendimize bağlı olmak, onun öğrettiği güzel edep ve ahlaka sahip olmaktır. Nitekim güzel edebi ve ahlakı olmayanın dini de yoktur.
Ne mutlu o insana ki, imam-ı Ali efendimizin vilâyetinin üzerinde hayatını yaşar ve ne yüzü kara o kişidir ki, imam-ı Ali’nin vilâyetini inkar ederek ölür.
İmam-ı Ali efendimiz, peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.a.s.) huzuruna geldiğinde peygambere selam verdi. Peygamber efendimiz de dedi ki:
“Selam, Allah’ın rahmeti ve bereketi de sana olsun ey müminlerin emir sahibi.”
İmam-ı Ali efendimiz dedi ki:
“Ey Allah’ın elçisi, sen hayatta olduğun halde ben müminlerin emir sahibi miyim?”
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Evet, ben hayatta olduğum halde sen müminlerin emir sahibisin. Ey Ali! Sen, gökte olanların ve yeryüzünde olanların da emir sahibisin. Ey Ali! Sen, geçmişte yaşayanların ve geride kalanların emir sahibisin. Ey Ali! Senden önce ve senden sonra da, senden başka emir sahibi yoktur. Çünkü ancak Allah tarafından bu isimle adlandırılan kişiye müminlerin emir sahibi demek caiz olabilir.”
Ey Mevlâm Ali! Ey müminlerin emir sahibi Ali! Sana biat ettik, sana uymaya yemin ve söz verdik. Bizi, bu biatimize sadık kalmaya güçlü kıl ve senin dosdoğru yolundan şaşırmamaya muvaffak et, sen bizi görüyor ve duyuyorsun.