SÜNNİ-SELEFİ KUŞATMA KARŞISINDA SERÇEŞME’YE, VE ALEVİ KURUMLARINA ÇAĞRI!
DİB; başta Hace Bektaş Veli, Mevlana, Yunus Emre, Keçeci Baba, Şah Kalender Veli, Otman Baba, Kul Himmet gibi Alevi dergâh, zaviye ve tekkelerine çöktü, diğerlerine çökmeye devam ediyor! Günahkârlığın membaı ve taşıyıcısı DİB ve medeniyet-kardeşlik düşmanı Ali Erbaş cemevlerini ziyaret ediyor, kirini-günahını götürüp cemevlerine döküyor.
Cumhuriyet değerlerinden ve çağdaş medeniyet kazanımlarımızdan rövanş alırcasına güzel Anadolu’muz, Arap kültür emperyalizmi ve Selefi cehalet adına Diyanet eliyle işgal ediliyor. Ancak bu kuşatma, gericiliğe karşı en çok direnç gösteren Alevi yerleşim birimlerinden başlatılıyor. Öyle ya; ülkemizin bir halk kesimi ve inanç mensubiyet kümesi olarak gerici dalga karşısında en büyük direnci hangi küme gösteriyor: Aleviler…
Gezi Parkı protestosunda katledilen yedi gencin tamamının Alevi kökenli olması elbette tesadüf değildi ve Alevilerin Şer-i, mezhebi, taassubi, İslami bir yönetim anlayışına tahammüllerinin olmadığı biliniyordu.
O halde asimilasyonun birinci hedefinin Alevi merkezleri olması tesadüf değildi. Bu yüzden türbe, dergâh, tekke gibi ecdat yadigârı eserlerimiz, devlet iradesi ve Diyanet aracılığıyla büyük bir hızla yağmalanıyor, camiye dönüştürülüyor, Alevi köyünde okul kapatılıp cami yapılıyor. Asimilasyon, içimizde yer edinerek büyük bir hızla yol alıyor. Özellikle Adapazarı’ndan başlayarak; Ankara, Çankırı, Kastamonu, Samsun, Amasya, Tokat coğrafyasının pilot bölge seçildiğini, Alevi köy ve kasabalarının neredeyse tamamına cami yapıldığını, insanlarımızın hızla bir asimilasyona tabi tutulduğunu içimiz acıyarak görüyor, gücümüz olmadığı için seyretmek zorunda kalıyoruz.
Neden? Çünkü Muaviye zihniyetiyle mücadele etmek yerine birbirimizle mücadele ediyoruz.
Bu yüzden özellikle başta Serçeşme Vakfımız olmak üzere Alevi kurumlarımıza belki de onuncu kez rica ediyorum: Lütfen aramızdaki “sen-ben, İslam içi-dışı” tartışmasını, post kavgasını bi yana bırakıp, enerjimizi asimilasyonla mücadeleye harcayalım diyor, teklif ediyorum. “Nasıl mücadele edeceğimizi oturup konuşalım” diyorum.
Örneğin gasp edilen her türbe ve benzeri eserlerimizi ziyaret etmek, bilgi almak, avukat tutmak, dava açmak, davayı AHİM’e götürmek gibi…
Cümle canlara aşk ile…
11.06.2022
Murtaza DEMİR