Vahdet-i Vücûd / Varlığın Birliği -1
Her inanç topluluğunun ibadet biçimleri vardır. Bu ibadetlerin şekil, gönül ve ruh ibadetleri gibi boyutlarının da olduğu bir gerçektir. Birey, kendi ruhsal olgunluğu çerçevesinde Tanrıya yönelmektedir. Bir örnek verecek olursak, Hacı Bektaş Veli, Hakk’ı anmak üç türlüdür der. İlki dille anmak, ikincisi gönülle anmak, üçüncüsü sırla anmak. Diğer bir açıklamasında oruç da üç türlüdür demektedir; midenin orucu, biri gönlün orucu diğeri de ruhun orucudur.[1]
Bu yazımızdaki konumuz hangi inanç topluluğunun ne türde şekil ibadetleri yaptığı konusunun dışındadır. Bir dizi yazı ile, insanların Hakk’ı bilme, anlama ve idrak etme çabasında Alevilerin Tanrıyı, evreni, dünyayı ve diğer canlıları ve insanı nasıl yorumladığı ve bu çerçeve içinde Tanrıya erme çabasındaki bilinç boyutlarına bakacağız.
Kısaca her inanç topluluğunun bir ibadet şekli var, ancak bir de unutulmaya yüz tutmuş, çokça konuşulmayan, bir ‘Öğretisi’ var.
Alevilerin de inanç öğretisinin ana damarı Vahdet-i Vücûd / Varlığın Birliğidir. Peki nedir bu varlık birliği?
Acaba, bizden İnsan-ı Kamil olmamızı isteyen öğretimiz, bizleri Varlığı bir görün diyerek, bu üst bilince mi taşımak istemektedir?
Varlığı ‘Bir’ gören insanların çok olduğu toplumlarda nasıl bir değişim olur? Bireysel ve sosyal yaşamlarda nasıl bir sıçrama olur, bunlara birlikte bakacağız.
Bu düşünceye göre, yaratanla yaratılanın tek ve “bir” olduğunu savunan görüştür. Kendiliğinden var olan varlık (vücûd) birdir; o da Hakk’ın varlığıdır. Bu varlık ezelidir; çoğalma, bölünme, değişme, yenilenme kabul etmez.
Bu konuda Alevi olsun ya da olmasın, birçok düşünür, inanç önderleri, İslam filozofları, ozanlar görüş belirtmiştir. Bizler bu yazımızda daha çok, Alevi ulularının konu ile ilgili sözlerini, düşüncelerini, ozanlarımızın deyişlerinden örnekleri vererek ilerleyeceğiz.
Öğretimizi iyi bilmek, elbette yeterli olmayacaktır. Bildiğimizi idrak etme aşaması esas meseledir ve her idrak boyutu İnsan-ı Kamil olma yolunda bir adımdır, bu da her bireyin kendi çabası ile ilgilidir.
Devam edecek…
[1] Makalat-ı Hacı Bektaş Veli, A. Atalay, Can Yayınları sayfa 12