ALEVİ PORTAL

SURİYE ve TÜRKİYE üzerine

Doğan BERMEK

Uzunca bir süredir hem ülkemizde, hem de çevremizde yıldırım hızı ile süregelen olaylar bir türlü izlenebilir ve anlaşılır hale gelemediği için pek yazışamadık. Gazze ‘den sonra Suriye’de de vahşetin hızla tırmanarak sürdüğü, ülkemizde ise kimle kimi kapsadığı pek anlaşılamayan bir kısıtlı Barış sürecinde siyasi ve idari baskının artarak devam ettiği bir dönemdeyiz. Bu arada dünyanın yeni hâkimi Trump Arap dünyasından haraç toplayarak kendince bir düzen kurmaya gayret ediyor.

Bizleri ise en çok üzen ve yoran konu Suriye ‘de süren Alevi katliamları ve hem dünyada, hem de ülkemizde bu katliamlara karşı duyarsızlık. Genç kızlar kaçırılıp seks kölesi olarak kullanılırken, Türkiye ‘de de “6 yaşında bir kız çocuğu evlenebilir” diyen hasta ruhluların ülkemizin seçkin üniversitelerine konferans vermeye davet edilmesi gerçekten çok çok garip olaylar. 21. Yüzyılda bunları yaşamak ise bizim kabahatlerimiz arasında, demek ki toplumumuza, vatanımıza, dünyamıza gereği gibi sahip çıkamamışız.

Bu süreçte Suriye’de ve Türkiye ‘de asırlardır yaşayan Alevi topluluklarının dış dünyadaki değişimlere ne kadar yabancı kalmış olduğunu da üzülerek, bazen de şaşırarak görüyoruz. Uzun süredir iç savaş yaşanan, eziyet ve züllümün her çeşidini gören bir ülkede Aleviler herhangi bir elle tutulur örgütlenmeyi başaramamış ya da böyle bir düzenlemeden menedilmişler. Şimdi ise örgütlenme için çok geç. Dürzilerin durumu biraz daha iyi, sınırlı da olsa savunma imkanları var gibi görünüyor.

Hududun Türkiye tarafında ise manzara daha iyi değil. Son 35-40 yıldır süregelen Alevi örgütlenmesi tam bir kaos içinde. Hükümetin Kültür Bakanlığında kurduğu daire başkanlığı bir yandan, valiler öte yandan Alevi kuruluşları ve yöneticileri ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor, kurum yöneticileri ise bu ilişkilerden fayda sağlamaya çalışıyorlar. Alevi kitlesinin bir ortak gündemi veya dile getirebildiği beklentileri yok. Hukuki statüsü olmayan bir inancın çocukları koyu Sünni köktendinci bir eğitim sürecinde asimile edilmeye devam ediliyor. Anayasa Mahkemesinin 2022’de aldığı karara göre hem Anayasa’ya, hem de Medeni Kanun’a aykırı olan bu ZORUNLU DİN DERSİ ‘ne zorunlu seçmeli dersler eklenerek AYM ve AİHM kararları daha da göz ardı ediliyor. Aleviler bu konuda da suskun.

Suriye ‘de süren katliama yardım etmeye çalışan Alevi kuruluşları, Suriye Alevi bölgelerine açılan Yayladağ sınır kapısının açılmasını ısrarla istiyor ama hükümetten ses yok.

Bir çatı örgütü kent kent dolaşıp Suriye konusunu anlatmaya çalışırken, diğer örgütler bu girişime sessiz kalıyor. Bu gelişmeler Alevi örgütlülüğünün dağınıklığı ve parçalı yapısının da göstergesi. Çatı örgütlerinde beklediğini bulamayan Aleviler şimdilerde KENT ve bölge PLATFORMLARI oluşturma gayreti içinde. Adana ve Bursa Alevi Platformları, birkaç ilimizdeki Alevi kadın platformları,  İstanbul Anadolu yakası Cem evleri örgütlenmeleri bu girişimlerin öncü örnekleri. Bu girişimler hiç değilse bölgesel düzeyde kurumlar arası sürtüşme ve gerilimleri aşacak bir adım gibi görünüyor. Umarız bu gelişmeler Alevilerin zaman içinde daha net ve belirgin sesler çıkarabilmesine kapı açar.

Binlerce yıl ötesinde bile doğru olacak çağımızdan çok daha ileri bir felsefenin sahibi olan Alevi topluluğu, kırsaldan kentlere geçişte kent yaşamının ve çağın gereklerine uyum sağlamakta zorlandığı için sosyal olarak dışlanmış ve örgütlenme olarak da zaafa düşmüş durumda. Sahip olduğu değerler ve inanç sistemi çağdaş, hatta çağın çok ilerisinde de olsa “Kentte Alevilik kentin günlük yaşamına nasıl uyum sağlayacak ?” sorunu var önümüzde. Öncelikle kendi kültürel mirasımızın eski kuşaklarda günlük yaşama nasıl yerleştirildiğini anlamak, öğrenmek ve günümüzde elimizdeki çok geniş imkanlarla bu uyumun bugün nasıl sağlanabileceğini derinlemesine düşünmek gerek.

Geçtiğimiz 40 yıl önemli kazanımlar ile dolu, çok sayıda Cemevi yaptık, dernekler ve vakıflar kurduk, inanç ritüellerini yaşayabiliyoruz ama inancı günün şartlarında özümlemek için daha çok düşünmemiz, çalışmamız ve güncel sorunlar ile inancımız arasında güçlü bir uyum sağlayabilmemiz gerek.  Gerek yurt içinde gerekse Batı Avrupa ‘da çok sayıda genç araştırmacı yetişti. İnancın köklerine, geleneklerine daha bilimsel, daha gerçekçi bakabilecek bilgi birikimi yavaş yavaş ürüyor. Bu birikimi paylaşmak, topluma mal etmek, toplumumuzun eğitimini yüceltmek zorundayız. Bilgi arttıkça, çok zengin tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıktıkça örgütlenmedeki sorunlarımızın azalacağına, çözümlerin gelişeceğine inanıyorum.

Suriye’de kahrolan Alevi kardeşlerimizin bir an önce huzura kavuşabilmeleri için bizim huzurlu ve birlik içinde olmamız gerektiği gerçeğini de hiç unutmayarak bu zor ve karışık günleri aşmak zorundayız. Yurt dışında Suriye sorunlarını dünya kamuoyuna anlatmaya çalışan, Suriye ‘ye bir nebze olsun yardım etmek için çırpınan canlarımız ile el ele vererek sorunlara birlik içinde çare aramak zamanıdır.

19 Mayıs GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI kutlu olsun.

Yola revan olan canların yolları açık, Hızır yoldaşları olsun!

Erenlerin şefaati zorda, darda kalan canlarımızın üzerinde olsun!

18 Mayıs 2025

 

Sosyal Medyada Paylaş
YAZARIN SON YAZILARI
GÜNÜMÜZ ve KAYGILARIMIZ - 19 Aralık 2024
Cemevleri - 15 Eylül 2024
NELER OLUYOR TÜRKİYE? - 4 Ağustos 2024
Muharrem 2024 - 25 Temmuz 2024
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ