ALEVİ PORTAL

Mum söndü mü?

Dr. Bülent KELEŞ

“Aleviler mum söndü yapıyormuş” cümlesini çocukluğumdan beri düzenli olarak duymuşumdur. Tabi ilk duyduğumda akıl baliğ olmamış bir çocuk olarak ne anlama geldiğini bilmiyordum. Cinsel dürtüleri gelişmiş olan akranlarım, anlamadığımı gördüklerinde hemen izah ediyorlardı. Her ne hikmetse, tüm anlatılarda, çoğunlukla birinin askerlik arkadaşı olan Alevi bir genç baş rolü oynuyordu.
Efendim beni biliyorsunuz; her ne kadar Alevi bir ailede dünyaya gelmiş olsam da Sünnilikle yoğrularak yetişmiş biriyim. Dolayısıyla bir zaman sonra bu anlatılardan etkilenerek, kendi aile bireylerimden de şüphe etmişliğim olmuştur. Acaba mı? Diyerek, kendi kendime sorular sorup için için kahr olmuşluğum vardır. Bu söylem o denli etkin bir şekilde kullanılıyordu ki; kimi zaman Alevi doğmuşluğumdan da utanır oluyordum. Çocuktum, daha erginleşmemiştim. Dolayısıyla akli melekelerim düzgün çalışmıyordu. Varın ne halde olduğumu siz tahayyül edin.

Ne zaman ki akletmeye başladım, o vakit Alevilere yönelik ne denli çirkin bir iftiranın atılmış olduğunu fark ettim. Zira hem baş roldeki isim değişmiyor hem de anlatıcıların gözlerinde ve dillerinde şehevi ifadeler kendini apaçık belli ediyordu. Bu ne çirkin bir namussuzluktu. Benim Alevi oluşum biliniyor ama Sünnileşmiş olmamdan cesaret alınarak; Alevilerin “Mum Söndü” yapıp yapmadıkları soruluyordu. Soruyu yöneltenler sanki, “Evet Mum Söndü yapıyoruz” desem, anında Alevi olabilecek bir tıynet sergiliyor ve “Ne olur, var de” der şeklinde bakıyorlardı.
İşte o anlardan itibaren gördüğüm ve idrak ettiğim ‘Mum Söndü’ iftirası; kendisini doğuran ‘annesine’ ve aynı batından doğduğu ‘kız kardeşine’ cinsel dürtü besleyen sapık müptezellerin, kendi fantezilerinin bir yerlerde yaşanıyor olmasını hayal ederek, zayıf halka olarak gördükleri Alevilere yönelik bir iftirasıdır. Ne yazık ki hala Anadolu’da bir çok yerde ve her fırsatta dillendirilmeye devam edilmektedir.

Gerekçe olarak; Alevilerin “Ayin-i Cemlerine” yabancıların giremeyişini göstererek, bilinmezlik üzerinden bir fantezi üretilmektedir. Oysa başta Nakşiler olmak üzere birçok tarikatın da yabancıların girişine kapalı “Hatme-i Hacegan” dedikleri zikir toplantıları vardır. Orada da kapı mühürlenir ve belirli bir süreden sonra acil bir durum olmadıkça ne içeriden dışarıya ne de dışarıdan içeriye kimse gidip gelemez. Hem “Ayin-i Cemde” hem de “Hatme-i Haceganda” insanları bir araya getiren şey ibadet aşkıdır. Eğer siz Alevinin ibadeti üzerinden cinsel fanteziler üretiyorsanız, beyninizin içinde bulunduğu vücut parçanız göbek altına taşınmış demektir ki, bu sizi “Belhüm Adal” yapar.

Peki bu tarz yakıştırmalar biter mi?

Evet, biter. Ancak bunun bitmesi için Alevilerin, Alevi olarak güçlenmeleri gerekir. Aksi takdirde, torunlarımızın torunlarının dahi bu türden iftiralara maruz kalmayacağını kim iddia edebilir!

Aşk-ı niyazlarımı sunuyorum.

Bülent Keleş
01.10.2023, Mömbris

Sosyal Medyada Paylaş
YAZARIN SON YAZILARI
Alevilik Yazımı - 13 Kasım 2023
Mum söndü mü? - 5 Ekim 2023
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ