Semah: İnsan Ruhunun Tanrı ile Dansı
Alevî–Bektaşî inanç geleneğinde semah, estetik bir hareket dizisi değil, insanın kendi varoluşunu Hakk karşısında yeniden hatırladığı bir manevi teslimiyet hâlidir. Bu yönüyle semah, yeryüzünde bedenin, gönül dünyasında ise ruhun hakikati arayışı olarak beliren bir harekettir. Çünkü semah, insanın manevi kaynağa, yani Hakk’a ve kendi içindeki saklı olan hakikate doğru yaptığı ruhsal yolculuğu simgeler.
Semah, bağlama ile bir bütün hâlindedir. Halk ozanlarımızın yazdığı nefesler, semah ritminin hem sözünü hem de ruhunu oluşturur. Bağlamanın derin tınısı, söylenen nefesin sözleri ve semaha kalkan insanın hareketleri tek bir hakikatin üç boyutlu görünümüdür.
Bu nedenle semah, insanın yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla da aşka katılmasıdır. Çünkü ruhu Hakk’a götürmeyen beden, yolun eksik kalmasına neden olur. Alevî–Bektaşi anlayışında bu durum insanı bölmez, aksine bedeni ve ruhu aynı hakikatin iki yüzü olarak görülür. Semah bu bütünlüğün canlı bir tanığıdır.
Semah kareografik bir figür değil, içsel bir yolculuğun beden diline bürünmüş hâlidir. Her dönüş, insanın kendi nefsinden arınarak Hakk’a doğru yönelmesinin sembolüdür. Bu nedenle semah dönen kişi dönüşün merkezinde kendisini değil, Hakk’ı arar. Çünkü o an insanın kendisi Hakk denizinde yok olmuştur. İnsanın evrenle uyumlanması anlamına gelen bu dönüş, aslında ruhun kendi kaynağına doğru yaptığı aşk yolculuğudur.
Bu bilinç ile semaha kalmak da işin bir başka önemli yanıdır. Semah için meydana gelmek akıl ile değil gönül iledir. Planlanmış bir eylem değil, kendiliğinden gelen bir hâldir. Toplu ibadetlerde, muhabbetin insana verdiği yoğun manevi şuurun, bağlamanın tınısıyla buluşması ile birlikte beden kendiliğinden harekete geçer. Muhabbet ve bağlamanın verdiği manevi duyguyu yüklenmek için de insanın kalp kapısının bunu almaya açık olması gerekir. Bu yüzdendir ki semah erenlerindir. Ehline helâl, ehil olmayana haramdır.
Semahı dönen kadar, o semahı izleyenin de bilinci çok önemlidir. Aynı bilinç ile izlenirse semahı izleyen de ruhen ona katılır, Hakk için olur. Tam tersi durumda bu ‘Seyir için’ olur.
Umarız ki tüm Alevi canlar bu bilince ersin, umarız ki Hakk için ola seyir için olmaya şiarı, tersine dönmesin.
Umarız ki, semahımız, türkü barlarda, düğünlerde bir eğlence, gösterilerde bir sunum, bir kültürel eylemlilik olmasın.