ALEVİ PORTAL

SERÇEŞME OLABİLMEK

Oktay ULUCAN

13 . yüzyılda Hünkâr Hacı Bektaş Veli dergâhının temelleri atılıyor. Velâyetname’ye göre en fazla 20 yıllık bir dönem zarfında 360 halife ve 36 000 derviş yetiştiriliyor ve Anadolu’ya gönderiliyor. Bugünkü inançsal yapının mimarisi oradan sonuç almaktadır.

Aradan yaklaşık 8 yüzyıl sonra da, Horasan’dan Anadolu’ ya göç olduğu gibi, Anadolu’dan da Avrupa’ya bir göç daha yaşandı. Her yöreden, kültürden, süreğin binbirinden birliktelik sağlayıp bir kurum içinde olmayı başardı.

Yaşanan Sivas vahşeti ile tüm kesimler bu birlikteliğe dâhil oldu. Süreç içerisinde iki farklı anlayışın olduğu görülse de bu beraberlik 20 yıl sürdü.

Siyasallaşma yönünde adımlar atan, örneğin milletvekilliği ve(ya) belediye başkanlığı için AABF’yi basamak olarak kullanmak isteyen, yaşanılan yerdeki sorunları görmeyen; bu nedenle eğitim, araştırma ve dayanışma alanlarını doldur(a)mayan tabanın talebini karşılayamayan bir örgüt durumuna geldi.

Bu tablo, açık ve net bir şekilde gözlerimizin önünde. Elbet bir şekilde olmalıydı. Yıllarını ve bütün çabasını AABF’ye vermiş 20 gönüllü bu boş alanı doldurmak için Alman anayasasının verdiği haklar ile çalışmaya koyuldu.

Bu girişimin, güzel ve verimli işler yapıp sesi duyulur olunca susturulması gerekiyordu. Cemlerde gözyaşı dökülen ulularımızın türbe ve dergâh ziyaretleri bahane edilerek, müdahale edilip 20 Aralık 2023 tarihli, AABF logolu, ama ne hikmet ise kimsenin sahiplenemediği imzasız “Örgütlenmemizi savunmaya dair karar hatırlatması” adlı bir yazı tüm Cemevlerine iletildi.

Ne vardı ki bu metinde üç oluşum adı geçirilmiş ve ne de yazıktır ki sözde “Avrupa Alevi Düşünce Derneği” ve “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı”nın bir tane yöneticisinin dahi AABF ile üyeliği söz konusu olmazken; “Uluslararası Alevi Vakfı” üye ve yöneticileri olan bizler, 30 yılı aşkın AABF’nin de üyesi, yöneticisi, emekçisi, savunucusu ve de maddi olarak destekleyeni olduğumuz görülmek istenmemiş.

Bugün bizim de öğündüğümüz AABF ile öğünen sizler; unutmayın ki bizim emeklerimiz ve maddi katkılarımız ile bizim ötekileştirilmemiz ve yok sayılmamız olarak bize geri dönüyor. Yani tüm bunların hepsi güç zehirlenmesi ile yaşatılıyor. Yine unutmayın ki bizler hâlen AABF’nin üyesi, yöneticileri, delegeleri ve temsilcileriyiz. Kısaca biz AABF’yiz!

Bizlerin bu kadar bütünün içinde olduğumuzu bilmeniz halinde hâlen AKP tarafından kurdurulan, desteklenen yapılar ile bizi aynı görmeniz nasıl bir aymazlıktır?! (Daha önce de örneğin “Anadolu Alevi Federasyonu”nu kurdurmuşlardı, bugün ise adı bile yok.)

Sayın Genel Başkan, 29 Temmuz 2019 tarihli Pir Haber Ajansı’na verdiği beyanda Alevi düşünce kuruluşu denen yapının AKP projesi olduğunu ifade ediyordu.

“Alevi-Kültür ve Cemevi Başkanlığı”nın ne zaman ve nasıl şekilde kurulduğu yine hepimizin bildiği bir durum.

Peki nasıl oluyor da onca birlikteliğimize nazaran AKP projeleriyle bizi aynı yere koyabiliyorsunuz? Bu nasıl bir vicdan?!

Elbette yanlışlıklar, eksiklikler olabilir, 30 yıl geçen sürede olduğu gibi. Madem niyet bozuldu, o hâlde insan bir görevli tayin eder (kaldı ki bu döneminiz en çok hukukçunun olduğu dönemdir) ve araştırma yaptırır. “Uluslararası Alevi Araştırma, Dayanışma ve Eğitim Vakfı”nın çalışmalarını, toplantılarını takip ettirir, incelettirir, konuşmalarını ve yaptığı çalışmalarını incelemeye alır; tüzük, program ve genel Alevi ilkelerine, ahlak dışı söylemlerinin olup olmadığına bakarak rapor tanzim ettirir ve sonra bu raporu ekleyip sözünü söylemez mi?! Bu kadar iş bilmezlik ile AABF’nin nasıl yönetildiği ortaya konmuş olmuyor mu?

Metindeki iddialar için üzülerek söylüyorum, devlet nezdinde bir kurum olan AABF’ye hiç yakışmadı. AABF gibi kamu tüzel kişiliği elde eden ciddi bir kurum; iftira eder mi, yalan söyler mi?

Örneğin ‘Gri Dedeler’ meselesi: Cemevi yöneticisi olduğumuza göre mesela soruyorum. Hangi gün, hangi ‘gri’ dediğiniz kişileri getirmişiz veya destek vermişiz, bunu lütfen açıklayın!

Lütfen haksızlık etmeyin! Dostunuzu düşmanınızdan ayırın. Unutmayın, eski dosttan düşman olmaz!

Serçeşme olun, 8. yüzyılın gerisinde kalmayın!

Barışın ve sevginin kalıcı olacağı yeni bir yıl dileğim ile…

Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize…

Oktay Ulucan
02 Ocak 2024

Sosyal Medyada Paylaş
YAZARIN SON YAZILARI
SERÇEŞME OLABİLMEK - 29 Ocak 2024
BU KORKU NİYE? - 14 Aralık 2023
ORUÇ OL! - 28 Temmuz 2023
HÜSEYİN’İ ANLAMAK - 15 Temmuz 2023
HALİL İBRAHİM SOFRASI - 11 Nisan 2023
8 MART KUTLU OLSUN - 8 Mart 2023
HÜNKÂR MİSALİ - 28 Şubat 2023
MUHASEBE - 22 Ocak 2023
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ