OCAKLAR VE OCAKLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ -3-
İstemi Han’ın kızı Takum Hatun, Sasani imparatoru Hüsrev (Anuşirvan) ile evlenmişti. Hüsrev‘in torunu 3.Yezdigert’in kızı prenses Şehribanu da İmam Hüseyin ile evlenmişti. Seyyitler de bu evlilikten doğan İmam Zeynel Abidin’in soyundan geliyorlardı. O nedenle gerek Gilan ve Azarbaycan bölgesindeki Türkler, gerekse Deylem ve Tabaristan’daki Sasani prensleri ile akraba oluyor ve sevili-yorlardı.
Sığınmacı Seyyit ve Şerifler, bir taraftan da Azarbaycan-Gilan halkları arasında İslam’ı yayıyorlardı. Yaydıkları bu İslam, Arap Emevi ve Abbasi İslam’ından farklıydı.
Gilan’da Alevi İslam’ı yayanların başında İmam Musa Kâzım’ın oğlu Seyyit Cafer Nasır gelmekteydi.
Abbasi Halifesi Harun Reşit, 796 yılında Kâbeyi ziyaret ettiğinde İmam Musa Kâzım’ı “kendisini karşılamadığı” gerekçesi ile tutuklayıp Bağdat’a götürmüş ve üç yıl zindanda yatırdıktan sonra 799 yılında zehirleterek öldürmüştü. Onun çocukları Azarbaycan ve Gilan bölgesine göç etmişlerdi.
Doç. Dr. Kadir Kadirzade:
“İmam Musa Kâzım’ın oğlu Akil’in türbesi Nahçivan’ın Babek köyünde; oğlu Seyyit İbrahim’in türbesi de Nahçivan’ın Perçi köyündedir. Hala büyük bir Ziyaretgâh olarak ziyaret edilmektedir” diyor. (Kadirzade, 1998, 211).
Gilan/Havsam kentine yerleşen Musa Kâzım’ın oğlu Cafer Nasır, Gilan’da kendi adıyla anılan “Nasırıye Mezhebi”ni kurdu.
Nasıriye Mezhebi, bugünkü Anadolu Aleviliğine benzerdi.
Seyyit Cafer Nasır, 860 yılında Gilan’ın başkenti Havsam (Rudişar) da öldü.
İbn. Miskeveyh:
“O, bir Alevi davetçisi idi” diyor. (Miskevey, Tecaribul-Umem).
Abbasilere muhalif olan bu hareket serpilip gelişince, Eba Müslüm’ün torunu Babek öncülüğünde 833 yılında Azarbaycanda isyan başladı. Babek ve isyancıları İki yıl boyunca Azarbaycan bölgesini “mülk ortaklığına” dayanan bir yönetim biçimi ile yönettiler. Bu sistemi, 60 yıl önce Horasan-Telekan ve Kuşan bölgesinde deneyip yaşatan Seyyit El Mukenna’nın buraya kaçan isyancılarından öğrenmişlerdi.
Babek İsyanı, 835 yılında Abbasiler karşısında ilk yenilgisini alınca, 20.000 Babek savaşçısı Bizans’a iltica edip, Malatya bölgesine yerleştiler.
Babek isyancılarının arasında Seyit Zeyd’in torunlarından Battal Gazi’nin dedesi Seyyit Ali El Medani de vardı. Babek isyanı aralıklarla 20 yıl sürdü.
Babek isyanından 30 yıl sonra Deylem İsyanı başladı.
İbnul Esir:
“864 Yılında Deylemistan’da Ruyan, Kalur, Kalus halkı Abbasilere isyan edince, Seyyitlerin kendilerine öncülük yapmalarını istediler. Tabaristan’da çok sevilen İmam Musa Kâzım’ın oğlu Seyyit Muhammet’e elçi gönderdiler, gelip kendilerinin başına geçmesini istediler. Seyyit Muhammet; “yaşının çok ilerle-diğini, böyle bir görevin üstesinden gelemeyeceğini” bildirerek, onları o sırada Rey kentinde bulunan İmam Hasan’ın torunu Hasan El Alevi’ye gönderdi. Hasan El Alevi bu teklifi kabul ederek, Deylemistan’a gitt” diyor. (İ.Esir, 7: 110).
Deylem ileri gelenleri Hasan El Alevi’ye yemin ederek bağlılığını bildirdiler.
Daha sonra Abbasilerin Tahiri kökenli valisi Süleyman’ı yenerek Kuzey İran’da tam bir egemenlik kurdu.
İbnul Esir;
“Bu yenilgi, şikeli bir yenilgi idi. Tabaristan’daki Tahirilerin çoğu Alevi olmuşlardı. Hatta vali Süleyman da Alevi olmuştu. O nedenle Hasan El Alevi ile çarpışmaya girmemiş, yakınları ile Gürgan’a kaçmıştı” diyor. (İ.Esir, 7: 116).
Hasan El Alevi’nin öncülüğünde yapılan Deylemistan Devrimi’nin yankıları dalga dalga bölgeyi sarınca; İmam Musa Kâzım’ın oğlu Seyyit Cafer Nasır’ın Gilan’da kurduğu “Nasırıye Mezhebi” yanlıları; Seyyit El Kevkebi öncülüğünde isyan ederek Aşağı Azarbaycan ve Gilan bölgesini ele geçirdiler.
866 Yılında Gilan devrimcileri ile Deylem devrimcileri, Hasan El Alevi’nin liderliğinde birleştiler. Böylece Abbasilerin kuzeyinde güçlü bir devlet kurdular. Tarihi İpek Yolu da bu devletin sınırları içinden geçtiği için Deylem Devleti Alevilerin kontrolünde ve stratejik bir konuma sahipti.
El Kevkebi’nin Soy Ağacı Şöleydi:
Hz.Ali
İmam Hüseyin
İ.Zeynel Abidin
İ.Muhammet Bakır
Seyyit İsmail
Seyyit Muhammet
Seyyit 2. İsmail
Seyyit Ahmet
Seyyit El Kevkebi (865 Kazvin İs. Lideri)
Hasan El Alevi’nin isminden dolayı bu hareket; “Hasan El Alevi Yandaşları”, “El Aleviler” ve nihayet “Aleviler” sözcüğü ile anılmaya başlandı.
Devam Edecek
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ