Alevilerin inanç öğretilerinin Varlığın Birliği –  Vahdet( Bir’lik) olduğu biliniyor.  Bunun hem en yalın, hem de en gizemli açıklaması Hz. Ali’ni ‘Ben B’nin altındaki noktayım’ sözünde gizlidir.

Konumuz B’nin altını deşmek değil, Bir’lik den ne anlaldığımız, ne kadar içselleştirdiğimiz, ne kadar yaşamımıza adapte edebildiğimizdir.

Aslında her ne kadar Birlik sırrı dense de, ortada çok sır yok!

Tüm kainatı tek parça ve o parça içinde kendini de bir nokta görme meselesidir olay.

Şeriat hukukundaki Ben, benim sen de sensin anlayışını aşarak, Marifet deki ”Ben senim, sen de ben” bilincine ulaşmak ilk adım, ancak önemli bir adımdır.

Ne olur Varlığı bir görsek?

Birlik şuurunda olan, her türlü kusuru başkasında değil kendinde görür.

Nitekim Şah Hatayi: Eksiklik kendi özümde. Darına durmağa geldim. Demedi mi?

Cümleyi tam tersinden okumak gerek; kusuru kendinde gören kişi kesinlikle kusursuzdur.

Hacı Bektaş Veli Pirimiz demedi mi: Her türlü kusuru kendinden bilmek, marifet ehlinin davranışıdır.

Uzatabilirim de, sizce de gerek yok değil mi; anlaşılıyor ahvalimiz, halimiz.

Aşk ile.