ALEVİ PORTAL

İmam Zeynel Abidin

Babası: İmam Hüseyin
Annesi: Şer-i Banu (Şah Zenan)
Lakabı: Seccad
Künyesi: Ebu-l Hasan
Yüzüğünün yazısı: Başarım Allah’ladır.
Doğum yeri ve tarihi: Medine, M: 07 Ocak 659
Şehadet yeri ve tarihi: Medine, M: 06 Ekim 713
Kabrinin bulunduğu yer: Medine (Suudi Arabistan)
Yaşı: 54
Katili: Hüşam, emiri veren Emevi halifesi Abdülmelik.
Imamet süresi: 35 yıl
Zamanındaki halifeler: Yezid, II.Muaviye, Mervan, Abdulmelik

Imam Zeynel Abbidi’nin oğlu Imam Muhammed Bakır, babası hakkında naklettiği bir rivayette söyle buyurmuştur: Babam Imam Zeynel Abbidin hep iyilik yapmaktan zevk alırdı. Allah’a karşı şükranını ifade etmek için; bir iyilik gördüğü zaman, bir kötülükten kurtulunca, iki kişinin arasını bulunca, bir zorluğu atlatınca, mutlaka şükran secdesine kapanırdı. Bunun için kendisine „Seccad“ adı verilmiştir.

Imam Zeynel Abbidin, Kerbela katliamında henüz çocuk yaşta ve hasta olduğundan dolayı, babası Imam Hüseyin savaşa girmesine müsaade etmemiştir. Çünkü Imam Hüseyin şehit edileceğini iyi biliyordu ve dolayısiyle de nesillerinin Imam Zeynel Abbidin’den devam edeceği bilincindeydi. ve Oniki Imam nesli, Imam Zeynel Abbidin’den devam etmiştir.

Kerbela katliamından sonra hayatının ilerlediği dönemlerde kendini iyilik yapmaya adamış, okumak ve ibadetle geçirmiştir. İlim dalında kendini, iyi eğitip ve yetiştirmiştir. Bütün bunlara rağmen Kerbela vakasını hatırladıkça, hüzünlenip kederlenmiştir. Bu üzüntü ve keder karşısında kendisini uyaranlara ve engel olmaya kalkanlara şu cevabı vermiştir: Hz.Yakup, oniki oğlundan birini kaybedince ağlamaktan gözlerine ak düştü, görmez oldu. Halbuki kaybolan oğlu Yusuf, sağ idi. Ben ise, „Ehl-i Beyt“ten bütün yakınlarımın şehit düştüklerini gördüm. Bunların acısını yüreğimden nasıl çıkarabilirim?

Imam Zeynel Abbidin de ataları gibi yoksullara, ihtiyaçlı insanlara yardım amaçlı; Geçeleri bu insanların kapısının önüne gerekli ihtiyaçlarını bırakarak, ihtiyacını gidermeye çalışmıştır. Bu hizmeti yaparken de tanınmaması için, yüzünü nikapla kapatmıştır. Kendilerine bu yardımı yapanın Imam Zeynel Abbidin olduğunu, ancak O’nun Hakk’a yürümesinden sonra anlamışlardır.

Imam Zeynel Abbidin aile fertlerine, kendilerine başvuran herkese mutlak suretle yardım etmelerini emretmiştir. Halbuki kapıya gelerek sadaka isteyenler arasında, böyle bir yardıma hakikaten müstehak olanlar olduğu gibi, pek tabii olarak müstehak olmayanlar da vardı. Fakat Imam böyle bir ayırım yapılmasına razı olmamıştır; Kapıya gelen herkese, mutlak suretle yardım yapılmasını istemiştir.

Günün birinde ailesinden biri, Imam Zeynel Abbidin’e; Belki de bu gelenler arasında, yardım görmeğe hiçbir şekilde hak kazanmamış kimseler de vardır. Bunlara yardım etmekle, asıl yardıma muhtaç kimselere yardım yapmamak veya daha az yardım yapabilmek zorunda kalıyoruz. Acaba her başvurana mutlaka yardım etmemiz yolundaki emrinizi geri alamaz mısınız? dediler.

Imam Zeynel Abbidin şu cevabı vermiştir: Kapımıza gelerek yardım dileyen herkese, mutlaka elimizde olanı vermeliyiz. Müstehak olmadığını sandığımız kişilere de bir şeyler vermek lazım gelir. Onların sadakaya muhtaç olup olmadığını siz, nereden bileceksiniz? Olabilir ki; Boş çevireceğiniz bir kimse, hakikaten sadakaya muhtaçtır.

Bir çok kimseler halledemedikleri meseleleri halledebilmek için Imam Zeynel Abbidin’in huzuruna varıp sorularını, şikayetlerini kendisine iletirlermiş. Ve Imam Zeynel Abbidin, insanları memnun ettirmeden geri göndermemiştir.

Imam Zeynel Abbidin’in değer verdiği diğer öanmli bir ilke ise, edep ve erkan ilkesidir. Bu ilkeyi önemseyip kendisi uyduğu gibi de uygulayıcı olmuştur. Fakir ve muhtaçlı insanları önemsiyip ve hatta sofrasını onlarla paylamıştır. Bütün bu manevi ahlak karşısında halk kendisine büyük saygı göstermiş ve sahiplenmişlerdir. Hatta Ehli Beyt düşmanlarından bazıları dahi, bu saygıdan kusur etmemişlerdir.

uludivan.de sitesinden yararlanılmıştır.

Sosyal Medyada Paylaş
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ