İmam Cafer-i Sadık
İmam Cafer-i Sadık’ın Hayatı
Babası: İmam Muhammed Bakır
Annesi: Ümmü Ferve
Lakabı: Sadık
Künyesi: Ebu Abdullah
Yüzüğünün yazısı: Dostum Allah’tır. O beni korur.
Doğum yeri ve tarihi: Medine, M: 24 Mayıs 699
Şehadet yeri ve tarihi: Medine, M: 22 Ocak 765
Kabrinin bulunduğu yer: Medine (Suudi Arabistan)
Yaşı: 66
Katili: Mansur
Imamet süresi: 34 yıl
Zamanındaki halifeler: Hişam, Velid, Seffat, Mansur.
İmam Cafer b. Muhammed es-Sadık, babası Muhammed Bakır’dan sonra Hicri 114 yılında 31 yaşında iken fiilen imamet sorumluluğunu üstlendi. Ve 65 yıllık ömrünün 34 yılını imam olarak sürdürdü.
İmam Cafer-i Sadık bu bilgilerinin öğrencileri vasıtasıyla bütün insanlığa ulaşması için çalıştı. İmam Cafer-i Sadık salt dini bilgiler değil, insanlığın sorunlarına çözüm için diğer alanlarda dersler verdi. Imam Cafer-i Sadık, ahlaklı kişiliği ile kendisiyle tanışan insanları etkiliyordu. Onunla tanışan, onun derslerine, sohbetlerine katılan bir çok insan onun, bilgisinden, davranışlarından etkilenmiştir. İmam Cafer-i Sadık’ın bu dersleri sonucu onlarca ilim sahibi insan yetişti. Hatta bazı Sünni alimler bile onun öğrencisi olmakla övünmüşlerdir.
İmam Cafer-i Sadık; ilim bilgisiyle pek büyük bir ün sahibi olmuştu. Maliki mezhebinin kurucusu sayılan Malik bin Enes; Üstünlük, bilgi, ibadet ve takva bakımından, Imam Cafer-i Sadık’tan ileri birisini ne bir göz görmüştür, ne bir kulak duymuştur, ne de öyle bir kişi, birinin gönlüne, aklına gelebilir demiştir.
Ebu Hanifeye; Fıkıhta en ileri kimi gördün? diye sorulmuş.
Ebu Hanife’de; Cafer bin Muhammed-i gördüm diye cevap vermiştir.
Zamanındaki ünlü bilgin ve fıkıh alimleri İmam Cafer-i Sadık’tan faydalanmışlardır. Inançlarında, hükümlerinde ayrılık olmakla beraber, tutarları dört bini bulan bilgin, Imam Cafer-i Sadık’tan rivayette bulunmuş, hadis ashabı çevrelerinde toplanmışlar ve kendilerinden hadis rivayet etmişler, faydalanmışlardır. Imam Cafer-i Sadık; tefsire, kelama, fıkıha, fıkıh usulüne v.s birçok sorulara cevap vermişdir. İmam, tefsire ayrıca büyük bir önem vermişdir, kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplarla da bu bilginin tatmin olmuşlardır. İmam Cafer-i Sadık’tan; tefsire, hadise, fıkıha, bunların usulüne, mantıka, kelama, felsefeye ait bilgileri tahsil ve tahlil edenler, bilgilerini islam alemine yaymışlardır.
İmam Cafer-i Sadık aynı zamanda bilginin yazılmasına, çoğalmasına da önem vermişdir, Cevresindeki insanları ve yakınlarını da bu yola sevk etmişdir. Onlara; Yazın, eğer yazmasanız aklınızda kalmaz derdi. İmam Cafer-i Sadık, Mufaddal bin Ömere; Yaz ve ilmini din kardeşlerine yay; ölünce oğullarına kitaplarını miras bırak buyurmuştur.
İmam Cafer-i Sadık, Emevilerin yıkıntı devresiyle Abbas oğullarının henüz kuvvetlenmediği zamanlarda, imamette bulunduğu halde; devlete karşı kıyam etmekle, hatta iktidarı ele geçirmekle bir şey yapılamayacağını görüyor ve biliyordu. Bu durumda islamı, kendilerine uyanlar arasında inanç ve ilim cihetinden, atasının; Hz.Muhammed’in tebliğ buyurduğu hale, irca-i hedef edinmiş, islam dinini ve Müslümanları bölüntülere uğratan bütün fitnelere karşı durmuştur, kendisine uyanlara; Özleriyle, sözleriyle, hareketleriyle islamı temsil etmelerini öğütlemişdir.