Hz. İmam Ali
Peygamber efendimiz Allah-u Teala’nın emirlerini ve buyruklarını Mekkelilere bildirirken kendisine iman eden ilk erkek Hz. Ali’dir. Hz. Ali babası tarafından “Kerramallah-u Veche” olarak yetiştirildi. Beytullah’ta eğitimini tamamladı ve böylece Beytullah’ta yetişmiş oldu. Daha 10 yaşında iken İslam ile tanıştı ve efendimize iman etti. Hz. Ali’den sonra İslam’a ilk giren insan olarak bilinmektedir. Hz. Ali (R.A) hayatının her anında efendimizin yanında oldu. Onu kötülüklerden korumak için pek çok fedakarlık yaptı. Müşriklerin peygamber efendimize zarar vermesini engellemek için onları sürekli oyaladı. İslam için savaştı ve İslam’ın yayılmasında büyük emekleri oldu.
O hem olağanüstü bir bilgi ile donamış bir filozof hem birikimini toplumu ile paylaşan bir bilge.O hem arı, hem de arıtıcı.O hem bir asker hemde bir kahraman. O hem zengin, hem de yoksul.O hem devletin başındaki Halife hem de bir işçi veya köylü.O hem toplumsal hem de siyasal bir önder.O hem hatip, hem de bilgisine ve kalemine erişilmez bir yazarO hem zahiri, hem de batini bir sır. O hem başta, hem sonda.O hem insan, hem nur.
O hem yaratanın nuruna ulaşmış bir yaratıcı, hem de yaratılmış fakir bir kul.O hem gözlerin, hem de kalplerin görmeye çabaladıkları deha. O hakkında yüzyıllardır “Sırrı hakikatına eremedik” denilen Veliullah Tarihler boyunca pek çok ünlü yazarlar, ünlü araştırmacılar derler ki: “Eğer denizler mürekkep, bütün ağaçlar kalem olsa, Adem oğulları yazıcı olsalar, cin tayfası da hesap tutsalar; Ya Ali, senin faziletlerini tamamlayamazlar. ”Yine alimler derler ki: “Imam-ı Ali’yi seven saadete erişmiştir, ona düşman bulunan şaki’dir, her türlü günahı işleyen hayduttur. Imam-ı Ali’yi sevmek îmandan gelir, ona düşmanlık küfür ve nifâktandır.”
uludivan.de sitesinden yararlanılmıştır.